A. Gaudi’nin mimari uygulamalarının tasarım örnekleriyle günümüze taşınması
Künye
İntepe, D.G. (2014). A. Gaudi’nin mimari uygulamalarının tasarım örnekleriyle günümüze taşınması. Yayınlanmamış yüksek lisans tezi. İstanbul: İstanbul Arel Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.Özet
Projemizin mimari yapısı sanatsal ve felsefi düşünceleri; uzun birikimler sonucu ortaya çıkmış olup bilimsel temellere dayandırılan birçok bilgi ve sentezin bir araya gelmesiyle oluşmuş ve fark yaratma adına ilgi çekici olan yönü ortaya çıkarmıştır. Her şeyden önce görme edimi gerekmekte sonrasında “karar anı” ile seçim gerçekleşmektedir. Bu an ise bakış açımıza göre, her seferinde yeniden şekillenmektedir. Hayallerimizin peşinden gitmekten korkmamalıyız nede olsa hayat damarlarımız sanatla beslenir. İnsan olmanın erdemi de budur. Görme ediminin uzantısı tasarımdır. Bunu anlamak için tasarımın felsefesini anlamak pek önemlidir. Sanat tarihinin ve sanatın irdelettiği kökler ruhumuzun besleyici kaynağıdır ve yol haritamızı çizerken “Medeniyet Bahçe?lerinde” mozaik, kuş, lale, çintemani, balık vb. objeler kullanarak, geçmişimizle hayallerimizi bir araya getirmeye çalıştım. Sonrası ise “tasarım yönetimi”ile yapılması gereken evreleri, iş edimlerini ve programlamayı mümkün olabildiğince ortaya koydum. Tasarım ve oluşum ilişkisi; salt estetik varlığı, özgün düşünceyi ortaya koyan entelektüel bir harekettir, yaşam ve biçim düzenlemelerini saygın bir yere koyar. Tasarım-Dizayn+Amaç+Çizim prosesini izleyince, çevresel tasarımın Grafik ve Resimleme ile 2B, İnteraktif Tasarım ile 3B,Mobilya Tasarımı ile 4B tasarımdan yararlandım. 3B ve 4B tasarımın ortak paydası olan Endüstri Tasarım ve Çevresel Tasarım piramidinin tepe noktasını meydana getirir. Bu önemlidir çünkü tasarımın milli rekabette güçlü etkisi vardır bu etki motivasyonumuzu sağlar. Üretmiş olduğumuz işçiliklerin “zamansız olması ”ve stilize edilmiş “organik formlardan” oluşması tesadüfi değildir. Çünkü geriye kalan fazlalıkları atılmış mükemmel tasarımdır. Sanat bir bilgi üretme aracı olduğuna göre: “ Suje objektivasyonu ?obje?eser akışı” izlediğimiz yol ola gelmelidir. Ereklilik gereği sürekli değişerek gelişme sürecinde estetik hazla heyecanlandıran armonik duygu yakalamaya çalıştığım his olmuştur. Günlük hayatımızda “zevkler ve renkler tartışılmaz” söylemi hakimse de Kant bu düşüncenin pek ala tartışılabilir olduğunu söylüyor. Bunu sanata giriş kitabında Prof. Selçuk Mülayim hocamız “güzel olan tek çizgidir ve göz o çizgiyi takip eder ”şeklinde ifade etmiştir. İçinde yaşadığımız dünyanın mottosu “hayatta kalmak için yeniliğe gitmek” olduğundan bu fikir tasarım yeniliğinin konsept boyutunu geliştirir. Konsept pro-aktif hayal gücünde sezgiye bir vizyondan erişir. Yeni ürün fikir oluşturma, fikir tarama, konsept geliştirme, konseptin testi ve takip edilecek işlemlerin sıralamalarıdır. Romalı mimar Vitruvius “Sağlam, güzel ve fonksiyonel olan eseri değerli saymış “mimarlık kuramcısı Wright ise “Kent içindeki üretimlerde coşku ve hayranlık uyandıran yapıların mimari yapı sayılabileceğini belirtmiştir.” Bir tasarım olarak kent mimarisinde Grek kültürü Atina?da, Latin kültürü Roma?da İslam kültürü de İstanbul?da simgeleşmiş buluruz. Hiç bir sanat eseri yapı, geçmişten kendini soyutlayarak ortaya bir şey koyamaz. Bu gün geçmişi “Aynen kopya ettiğimizde” dünde yaşamış oluruz. Günümüz mimarisinde bir Vedat Dalokay bir Zeynep Fadıllıoğlu gibi sanatçılarımızla üretimler yapabiliyorsak “bu gün” de yaşıyor ve dünya sanatında güncel kalabiliyoruz demektir. Yine günümüzde yeni camilerin yapılmasında kendini tekrarlamaları ele aldığımızda Mimar Doğan Tekeli diyor ki eserleri taklit edilen “Mimar Sinan, Osmanlı cami mimarlığında bir zirveyi temsil eder. Mimar Sinan?ı örnek almak, onun yer seçiminde, planlamada, strüktür sistemi ve kitle plastiğinde nelere dikkat ettiğine bakmak nasıl bir başarıya ulaştığını görmek demektir. Ama onun yarattığı biçimleri taklit etmek, açıkça hırsızlıktır. Diğer yandan, Sinan'ın en başarılı eseri sayılan Edirne-Selimiye Camii'ni örnek alarak, onun büyüğünü, küçüğünü, benzerini yapmaya çalışırsak sanatta, mimarlıkta gelişmenin önünü nasıl açabiliriz? Ataşehir'de son yıllarda yapılan Sinan Camii'ni yer seçimi bakımından çok talihsiz, mimari kalitesi bakımından, aslından çok geride buluyorum.” Şeklinde açıklarken buna ilaveten “Sinan Çağı: Osmanlı İmparatorluğu'nda Mimari Kültür” kitabının yazarı, Prof. Dr. Gülru Necipoğlu Milliyet Pazar?a verdiği röportajda “Yeni camiler modern teknolojilerle ve alelade betonla yapılan, Şiirsellikten yoksun ibadethaneler. Sinan'ın kullandığı değerli ve işlemesi zor taş veya mermer gibi malzemeler kullanılmıyor. Dolayısıyla camiler ucuzluyor” ifadesiyle katkıda bulundu bu tartışmalara. Kanaatimce sanat içinde kendi değerlerini, dönemlerini ve belki de modasını taşımalıdır. Bu bağlamda sanat yapan A. Gaudi?nin tüm eserleri ise tıpkı Sinan gibi büyüleyicidir. Yaşımıza bakmadan sürekli içimizdeki çocuğa davetiye gönderir. Güzel eserlerde detaylar çok önemlidir. Çünkü burada fark oluşturma adına, sanatın eğitici gücü esastır ve başarılı eserler bize iyinin de iyisinin yapılabileceğini gösteren kriptolardır. Sonuç olarak güzel ve iyi eserlerle özdeşleşim kurmamız da bundandır. Tüm bunlar anlatmaktadır ki sanatsal eserler hayali yapılardan ibaret değildir. Belki bir kuş sürekli uçamaz ama uçamayan kuşlar da hayallerimizi uzaklara asla götüremez.