Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü / Department of Turkish Language and Literature
https://hdl.handle.net/20.500.12294/323
Türk Dili ve Edebiyatı Bölümüne ait koleksiyonlar bu alt bölümde listelenir.2024-03-28T13:48:11ZMetin Altıok şiirinde trajik izler
https://hdl.handle.net/20.500.12294/3869
Metin Altıok şiirinde trajik izler
Sönmez, Ürün Şen
Metin Altıok’un şiiri, acının merkezde olduğu bir tematik bütünlük ve tutarlılık gösterir. Onun
şiirinde acı sarkaçlanarak; yalnızlık, ölüm, göçebelik/yurtsuzluk/sürgünlük gibi temalarla ilişkilenir.
Altıok’un biçime dair tercihleriyle sınırladığı ve kontrol altında tuttuğu bu temalar, bütünsel bir
duygu atmosferi oluşturarak şiire özgül bir nitelik yüklerken trajik bir boyut da kazandırır. Şiirlerin
içeriksel çemberini oluşturan temalar trajik bir duyuşun ve duruşun yansımaları olarak ele
alındıklarında onun şiirinin karakteristiğini de açığa çıkarır. Biçimsel denemelere giriştiği ya da
klasik biçimlere bağlandığı, imgesel olanaklar aradığı ya da kaynağını benzetmeden alan alışıldık ve
klasik imgelere sığındığı, sesin ve sözün kurucu olanaklarını denediği ya da ahengi yaratmada
geleneğe yaslandığı tüm şiirlerinde, şiirselin kaynağı temadan, bu tema da trajik bilinç veya duyuştan
beslenir ve zaten bu sebeple şiiri tematik açıdan bir bütünlük arz eder. Acı, Metin Altıok’un şiirlerinde
trajiği doğuran ve aynı zamanda ondan doğan merkezî temadır. Şiirlerin her biri trajik metinler
değildir ama Metin Altıok’un şiiri tematik itibarla bir bütün olarak ele alındığında trajiğin izlerini
yansıtır. Bu şiirler aynı zamanda, şiirsellik bağlamında gerçek özne ile şair özne arasındaki farkları
aydınlatan metinlerdir. Bu çalışmada Altıok’un şiirleri, bu şiirlerin kuran ve ona karakteristik
hususiyetini kazandıran başat unsurun tematik bütünlük olduğu savından hareketle çözümlenmiş ve
trajiğin, söz konusu karakteristiği yarattığı sonucuna erişilmiştir. Trajik, kendisini doğuran ve
kendisinden doğan merkezî tema olarak acı ile bu merkezî temayı besleyen ikincil temalar olan
yalnızlık, ölüm, yurtsuzluk/göçebelik/sürgünlük temaları üzerinden ve şair öznenin niteliklerinden
hareketle saptanmış ve yorumlanmış, otobiyografik izler ve gerçek benin yansımaları bağlamında bir
değerlendirme yapılmamıştır.
2023-01-01T00:00:00Z31. Tomris Uyar’ın Gecegezen Kızlar öykülerine masallar bağlamında metinlerarası bir bakış
https://hdl.handle.net/20.500.12294/3812
31. Tomris Uyar’ın Gecegezen Kızlar öykülerine masallar bağlamında metinlerarası bir bakış
Akçam, Harun; Almalı, Vildan
Tomris Uyar, Türk öykücülüğünün önemli isimlerindendir. Uyar’ın 1983 yılında yayımlanan
Gecegezen Kızlar adlı öykü kitabı metinlerarasılık kuramı ve geleneğin devamlılığı noktasında önem
arz eden bir eser olarak karşımıza çıkar. Yazar, anonim halk edebiyatının önemli bir türü olan
masalların kahramanlarını, yarattığı öykülerin evreni içerisine yerleştirip toplumsal ve politik
meselelere değinen çok katmanlı öyküler kaleme almıştır. Bir çeşit yeniden yaratım olan
metinlerarasılık pek çok yöntemiyle bu eserde görülmektedir. Uyar, bu yeniden yaratımı halk
edebiyatının en yaygın türlerinden olan masallar aracılığıyla gerçekleştirmiştir. Yazar, ilişki kurduğu
masalları, öykülerini güçlendirmek ve “Masal kahramanları çağımızda yaşasaydı nasıl yaşam
sürerlerdi?” sorusuna alternatif bir cevap üretebilmek amacıyla kullanmıştır. Yazarın masallarla
kurduğu metinlerarası ilişkilerin yanı sıra öykülerinde halk edebiyatına ait nazım parçalarına yer
vermesi, modern Türk edebiyatı içerisinde halk edebiyatıyla ilişki kurmak olarak algılanan geleneğin
aktarımını yapması yönünden önemlidir. Tüm bunların ışığında yazar parodi, pastiş, kolaj gibi
metinlerarası yöntemlerden, diyalog, leitmotif, gibi anlatım tekniklerinden yararlanıp yoğun öyküler
var etmiştir. Sözlü ve yazılı gelenek aktarıcılığı folklor ürünlerinde önemli bir yer tutmaktadır. Halk
kültürüne ait temelde sözlü olan edebi ürünler, kurmaca eserlere de kaynaklık edebilmektedir. Masal,
destan, efsane gibi halk edebiyatı ürünleri, geleneksel aktarımlarının dışında yeniden kurgulanarak
modern aktarım unsurları olmuşlardır. Çalışmada halk edebiyatı türlerinden masallar, metinlerarası
bir bakış ile değerlendirilecektir
2023-01-01T00:00:00ZFairy Tales, Inequalities, and "Esit Masallar"
https://hdl.handle.net/20.500.12294/3806
Fairy Tales, Inequalities, and "Esit Masallar"
Şen, Ürün Sönmez
Despite not being able to make any singleagreed-upon definition, the tale can be described by highlighting some of its features or drawing the boundaries of the genre. Different classifications are made according to the qualities that enable these boundaries to be drawn. Denominations such as oral tales, classical tales, and postmodern taleshave emerged as a result of to draw boundaries, classify, and name. Classical tales are formed through the literalization, moralization, and writing of oral tales, transforming them into ideological texts of bourgeois culture, lifestyle, and morality, and fairy tales, which include both classical and oral tales as well as their predecessors are the subject of very lively discussions all over the world today. Since the second half of the 20th century in particular, the critical accumulation of classical tales has also been enriched by the increase in attempts to destroy them. These attempts at destruction have mostly been carried out with regard to the power relations and gender stereotypes in these tales. In this context, classical tales are being destroyed and rewritten. The texts produced in this way can be called postmodern tales with an overview. When considering these attitudes, this denomination can be criticized as being too inclusive, if not inaccurate or incomplete. In addition, definitions that reveal the intention are also used, such as anti-tales, conflicting tales, counter tales, progressive tales, tales of liberation, and equality tales. The present study analyzes the reproductions in the Esit Masallar" in the context of gender and power relations by establishing parallels with the ideological transformation of tales from the classical to the postmodern period and the critical accumulation that has been built.
2022-01-01T00:00:00ZBir Ekodistopya Olarak Köpekli Çocuklar Gecesi’nde Ekomarksizmin İzleri
https://hdl.handle.net/20.500.12294/3658
Bir Ekodistopya Olarak Köpekli Çocuklar Gecesi’nde Ekomarksizmin İzleri
Sönmez, Ünün Şen
Ekolojik kriz, bugün reddedilemez bir evreye ulaşmıştır. Halihazırdaki ekolojik krizin,
ekolojik yıkıma dönüşmesini önleyecek adımların atılmayışı, pek çok bilim alanında
ve disiplinde tartışılmakta; olası bir yıkımın sonuçları farklı perspektiflerden ortaya
koyulmaktadır. Edebiyat bilimi de, ekoeleştirel incelemelerle bu çalışmalara katkı
sunmaktadır. Ancak edebiyatın katkısı bilimsel alanla sınırlı değildir. Edebiyat, kurmaca
metinler aracılığıyla da mevcut ekolojik kriz ve olası ekolojik yıkım hakkında söz söyleme
imkanlarını kullanmaktadır. Bu noktada, özellikle olası bir ekolojik yıkımın distopik
tasarımlarla kurgulandığı metinler öne çıkmaktadır. Ekolojik distopya veya ekodistopya
olarak tanımlanabilecek bu kurmaca metinler, ekolojik krizin sebep olduğu yıkımı anlatan
gelecek tasavvurları şeklinde kurgulanır. Bu yolla, edebi metnin ekolojik kriz karşısında
sorumlu ve olası ekolojik yıkım karşısında uyarıcı bir işlev edindiği söylenebilir. Oya
Baydar tarafından kaleme alınan Köpekli Çocuklar Gecesi, bir ekodistopyadır. Ancak bu
romanı yalnız ekodistopya olarak adlandırmak yeterli olmayacaktır zira romandaki ekolojik
yıkımın sebepleri ekomarksist perspektiften yorumlanmıştır. Ekolojik yıkımın sebeplerine
dair varsayımlar aynı zamanda çözümü de belirleyeceğinden, metni ekomarksist eleştirinin
izlerini vurgulayarak değerlendirmek yerinde olacaktır. Bu çalışmanın amacı, Köpekli
Çocuklar Gecesi’nin ekodistopik bir metin olarak kurgulanmasında etkili olan ekomarksist
izleri ortaya çıkarmak ve metni bu bağlamda incelemek, böylelikle hem ekodistopik roman
kavramının kaynaklarına, hem ekokurmacanın olanaklarına hem de ekoeleştirinin edebi
metne uygulanabilirliğine dair çıkarımlara ulaşabilmektir.
2020-01-01T00:00:00Z