Psikoloji Bölümü Makale Koleksiyonu
https://hdl.handle.net/20.500.12294/262
Psikoloji Bölümüne ait makaleler bu koleksiyonda listelenir.
2024-03-29T12:12:47Z
-
A theoretical model test of emotional and cognitive reactions to sexual trauma
https://hdl.handle.net/20.500.12294/4006
A theoretical model test of emotional and cognitive reactions to sexual trauma
Salcioglu, Ebru; Kuzgun, Tubanur Bayram; Simsek, Omer Faruk
Peri- and post-trauma emotional and cognitive reactions play a pivotal role in PTSD. Illuminating the complex relationship among them necessitates a sound theoretical and statistical approach that ensures valid measurement and theory testing. Taking such an approach this study examined the relationships among peri-trauma sense of control and emotional reactions, post-trauma fear, helplessness, shame and guilt responses, and PTSD in 601 women with a history of perceived sexual trauma exposure. Participants completed an online survey involving reliable and valid measures of perceived severity of sexual trauma, post-trauma fear due to a sense of ongoing threat to safety, and sense of helplessness in life, trauma-related shame, and guilt cognitions. A theoretical model was tested using Structural Equation Modeling. The measurement and structural models provided a good fit to the data. Levels of sense of control during trauma predicted peri-trauma distress levels. Peri-trauma emotions had direct effects on post-trauma fear, helplessness, and shame, but not on guilt cognitions. Fear, sense of helplessness, and shame had direct effects on PTSD and mediated the association between peri-trauma emotions and PTSD. Although guilt cognitions had direct effects on PTSD, they were not mediators. These findings suggested that peri-trauma emotions play a role in PTSD as long as they induce chronic fear for safety, a sense of helplessness in life, and shame. Trauma-focused psychological interventions designed to overcome fear and shame, reduce helplessness, and restore a sense of control over one’s life would be effective in improving PTSD in survivors of sexual violence. © 2023, The Author(s), under exclusive licence to Springer Science+Business Media, LLC, part of Springer Nature.
2023-01-01T00:00:00Z
-
Madde Kullanım Bozukluğu Tanılı Bireylerde Yeme Bozuklukları, Duygusal Yeme ve Depresyon Düzeylerinin İncelenmesi
https://hdl.handle.net/20.500.12294/3944
Madde Kullanım Bozukluğu Tanılı Bireylerde Yeme Bozuklukları, Duygusal Yeme ve Depresyon Düzeylerinin İncelenmesi
Aygül, Irmak; Ünübol, Başak; Şahin, Muzaffer
Amaç: Bu araştırmada madde kullanım bozukluğu, duygusal yeme, yeme bozuklukları ve depresyon arasındaki ilişkinin incelenmesi amaçlanmıştır. Yöntem: Araştırmaya madde kullanım bozukluğu teşhisiyle ayaktan veya yatarak tedavi gören 100 deney ve 100 kontrol katılımcısı olmak üzere toplamda 200 kişi dahil edilmiştir. Vaka alımı SBÜ Erenköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim Araştırma Hastanesi’nde yapılmıştır. Bireylere Bağımlılık Profil İndeksi Özbildirim Formu, Duygusal Yeme Ölçeği, Rezzy Yeme Bozuklukları Ölçeği ve Beck Depresyon Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmanın tüm örneklemi 28-37 yaş aralığında (%37) yoğunlaşmıştır. Madde kullanım bozukluğu tanılı bireylerde eğitim seviyesi düzeyinin ve evli, çocuk sahibi ve psikiyatrik-psikolojik tedavi görmüş olma oranlarının, sağlıklı bireylere göre daha düşük olduğu bulunmuştur. Madde kullanım bozukluğuna sahip bireylerde duygusal yeme, yeme bozukluğu geliştirme ve depresyon seviyesi madde kullanım şiddetinin yaklaşık %84,8’ini açıklamaktadır. Madde kullanım şiddetiyle; duygusal yeme, yeme bozukluğu geliştirme ve depresyon seviyesi arasında pozitif yönlü, istatistiksel olarak anlamlı bir ilişkinin varlığı saptanmıştır. Sonuç: Madde kullanım bozukluğu tanılı bireylerde duygusal yeme, yeme bozukluğu geliştirme ve depresyon seviyesi sağlıklı bireylere göre daha yüksektir. Bağımlılık tedavisi sürecinde, duygusal yeme ve yeme bozukluğu gibi durumların göz önünde bulundurulması önemlidir.
2023-01-01T00:00:00Z
-
The mediating role of self-compassion in the relationship between internalized stigma and psychological resilience in bipolar disorder
https://hdl.handle.net/20.500.12294/3942
The mediating role of self-compassion in the relationship between internalized stigma and psychological resilience in bipolar disorder
Mackali, Zeynep; Çetinkaya, Saadet; Ay, Nur
Introduction: Internalized stigma is known to be high in bipolar disorder (BD). Concepts such as self-compassion and psychological resilience have recently begun to be studied as protective factors for BD. The aim of the current study was to examine the relationships between internalized stigma, self-compassion and resilience among individuals with BD.
Method: One hundred and thirty-two male and female (18-65 years of age) participants with a DSM 5 diagnosis of BD (BD- I & BD- II) were included. The remission criteria (YMRS< 5 and HDRS< 7) was evaluated using clinician-administered measures and all participants were found to be remitted. Correlation and mediation analyses were performed. Participants completed the Internalized Stigma in Mental Illness Scale (ISMI), the Self-Compassion Scale (SCS) and the Resilience Scale for Adults (RSA).
Results: Significant correlations were found between internalized stigma, sub-dimensions of self-compassion (self-kindness, self-judgement, common humanity, isolation, mindfulness, and over-identification), and resilience in the expected directions like negative correlations between internalized stigma and positive dimensions of self-compassion (self-kindness, common humanity and mindfulness). Self-judgement and self-kindness mediated the relationship between internalized stigma and psychological resilience.
Conclusions: The findings of the study shed light on which dimensions of self-compassion might be more beneficial to work with in order to increase resilience when working with internalized stigma in BD. This strengths-based investigation would be valuable to enrich psycho-social interventions for the prevention of relapse in BD.
2023-01-01T00:00:00Z
-
Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Düzeyi ile Savunma Biçimleri Arasındaki İlişkide Bağlanma Boyutlarının Düzenleyici Rolü
https://hdl.handle.net/20.500.12294/3872
Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Düzeyi ile Savunma Biçimleri Arasındaki İlişkide Bağlanma Boyutlarının Düzenleyici Rolü
Sezer, Tuğçe; Sapancı, Ahmet; Kuzgun, Tuğbanur Bayram
Bu çalışmada çocukluk çağı ruhsal travmaları ile savunma mekanizmaları arasındaki ilişkide bağlanma
biçimlerinin düzenleyici rolü incelenmiştir. Araştırmada ilişkisel tarama modeli kullanılmıştır. Araştırmanın
katılımcıları kolayda örnekleme yöntemi ile ulaşılan, yaşları 18-65 arasında değişen 338 kadın ve 245 erkek olmak
üzere toplam 583 kişi oluşmaktadır. Veri toplama aracı olarak Çocukluk Çağı Ruhsal Travma Ölçeği, Üç Boyutlu
Bağlanma Stilleri Ölçeği ve Savunma Biçimleri Testi uygulanmıştır. Verilerin analizinde Pearson Korelasyon
analizi ve çoklu hiyerarşik lineer regresyon kullanılmıştır. Araştırma sonucunda, fiziksel ihmalin matür, nevrotik
ve immatür savunma tarzlarını yordadığı; duygusal ihmalin matür ve nevrotik savunma biçimlerini, cinsel
istismarın ise matür savunma biçimini yordadığı bulunmuştur. Bağlanma boyutları ile savunma biçimleri
arasındaki ilişkilerde, güvenli bağlanmanın matür ve nevrotik savunma biçimlerini yordadığı; kaçınmacı
bağlanmanın matür, nevrotik ve immatür savunmaları, kaygılı-kararsız bağlanmanın ise nevrotik ve immatür
savunmaları yordadığı bulunmuştur. Düzenleyici etki analizi sonuçlarında ise, çocukluk çağı ruhsal travmaları ile
nevrotik savunma ve matür savunma biçimlerini kullanma düzeyi arasındaki ilişkide bağlanma boyutlarının
düzenleyici bir etkisinin olmadığı, buna karşılık duygusal istismar ile immatür savunma biçimini kullanma
arasındaki ilişkide kaçınan bağlanmanın, fiziksel ihmal ile immatür savunma biçimini kullanma arasındaki ilişkide
kaygılı-kararsız bağlanmanın düzenleyici etkisi olduğu belirlenmiştir. Bir başka ifade ile duygusal istismara maruz
kalmış bireyler eğer kaçınmalı da bağlanırlarsa immatür savunma biçimlerini kullanma düzeyleri daha da
artmaktadır. Fiziksel ihmale maruz kalan bireyler kaygılı-kararsız bağlanırlarsa immatür savunma biçimlerini
daha çok kullanmaktadır.
2023-01-01T00:00:00Z